Teslimiyet seçimsizliktir
Teslimiyet seçimsizliktir
Binlerce yıldır Çekirdek Dünya’ya öğreticiler geldi. Hepsine birer Manevi Rehber dendi ve hepsi Çekirdek Dünya’nın içinde bulunduğu realitik ortamın hep üst frekanslarında yaşayarak, yaşadıklarını öğrencileri vasıtası ile yeryüzüne ekti ve ekmeye de devam etmektedir.
Manevi arayışta olan bir varlık için bilinmeyene yolculuk, gözler kapalı, önünü görmeden bir yolda yürümek gibidir. Manevi yolun bizleri nereye götüreceği, nereye ilerleteceği meçhuldür.
Bilinmeyene yolculuk etme cesaretini gösterebilen varlık, Mürşidin gösterdiği yolda ilerler ve yolu aydınlık bulur. Varlık işte asıl bu noktada, asıl bu durumlarda hakiki teslimiyetini sergileyebilir.
Zira, hepimizin kendinden dahi kaçtığı, kendinden gizlediği çok derin duygular, düşünceler var iken Manevi yolda bu yükler atılmadan nasıl ilerlene bilinirdi ki?
Bilinmeyene doğru yol almak, bir adım öte de kendisini nelerin beklediğinin kaygısını yaşamadan adım atmaktır Teslimiyet seçimsizliktir.
Yaşamımızda konforumuz için göstermiş olduğumuz her seçim, egosantrik irade boyutundan devreye girer, Seçim yapmak, yaşamın akışına karşı kendin olmaya çalışmak, akıntıya direnç göstermektir. Bu durumda ego işe karışmıştır. Sonsuz Sınırsız Tek’ten yaşamımıza akanı seçmemek egonun karar vermemesidir.
Varoluşun akışında akış olmak, akışın içinde rezonanse olmak egonun işe karışmasını engelleyecektir. Akıl, vasıta olmaktan ziyade Düşünce boyut Kavramı ile hareket etmeyi otomasyona bağlamıştır. Bunun içindir ki akıl, egonun güdümleyici aktifliğince hareket eder.
Sonsuz Sınırsız durulganlıktan Sonsuz Sınırsız Aktifliğe akan bilinç ve imkanların her zerresi tam ve mükemmeldir. Bu, İçinde bulunduğumuz Çekirdek Dünya’dan sonsuz sınırsız uzayın her koordinatına kadar aynıdır.
Her şey olması gerektiği gibi olmakta ve işlemektedir. Ancak, sadece İnsan bunu anlayamamakta, yaşamını, yaşadıklarını, başına gelenleri kabullenememektedir.
Akışa teslim olamayan ego, sorunun asıl kaynağıdır. Herşey mükemmel olsa bile bir şekilde bir kusur bulacaktır. Sıradan birşeylere dahi ‘EVET’ demek güçtür ego için ve herşeye ‘hayır’ demek ister.
Mücadeleye alışmıştır ve mücadele etmez ise huzursuzdur. Mücadele edilecek birşey olmasa da engeller yaratır kendinden kendine ve ancak bu dirençler ile var olmaya çalışabilir.
Ego, ancak yaşamımızda olana karşı direnç varsa etkilidir. Dirençler ile güçlüdür. Yaşam ile Mücadeleyi bıraktığımızda güçsüzleşecektir. Yaşam içinde akmaya başladığımızda, gittikçe eriyecektir.
Seçimsizlik, egoyu yok etme yöntemidir.
Seçimsizlik, Yaşamımıza gelen her şeyi kabul etmek, teslim olmaktır.
Teslimiyet seçimsizliktir.
Rüzgâr, kendiliğinden eser, ağaçların arasından süzülür, Yaprakları savurur. Yapraklar savunmasızca dört bir yana kendiliğinden savrulur. Rüzgârın bir seçimi yoktur, ağacında, yaprağında hiçbir seçimi olmamaktadır. Seçim egodan, Teslimiyet ise Öz’dendir.
Mürşide teslim olmak zordur.
Çünkü karşında aynı sen gibi kullandığı bir biyolojik formu vardır. Dünya insanlığının en büyük illüzyonlarından biri de kendini BEDEN sanma yanılgısıdır ve bu illüzyondan sıyrıldığında ancak karşısında bir Manevi Rehberin olduğunu kabul edebilir.
Kendini beden sanan bir kişilik ile bir mürşide teslim olmak pek te kolay olamayacaktır.
Manevi Rehber, varlığın gelişimine köstek olan en dipteki karanlığa ulaşabilecek ve o karanlığı yerinden çıkarabilecek güçtedir ve bu hiçbir zaman egonun işine gelmemiştir. Bunun için Mürşit kavramı son yıllarda iyiden iyiye yozlaştırılarak ‘Mürşite İhtiyacın yok’ , ‘ben kendime yeterim’ , ‘Ben Tanrı’yım’ , ‘ Ben Sevgi’yim’ , ‘ Ben Sevgi Kaynağıyım’ gibi kaile alışlar var ki yanılgılar içinde neredeyse ne kadar derin bir uykuda olduklarını bilemeden, kendi özlerine gittikçe daha da uzaklaşmaktadırlar.
Oysa her öğrencinin mutlaka Dünya deneyim, görev ve evrim ortamında ilahi yolunda ona eşlik edeceği, varlığına kilitli olduğu bir manevi rehberi vardır ve bu Manevi rehber, henüz Dünya’ya transfer olmadan Galaktik planında belirlenmiştir.
Manevi Rehbere teslimiyet, daima sonsuz sınırsız bilinmeyene dairdir.
Teslim olmak, varlığın manevi yolda ilerlemesini mucizevi bir şekilde değiştirebilecek yegâne yoldur. Teslimiyet, belirsizlik ve güvensiz iken ancak vuku bulabilir ve aksi zaten teslimiyet olamayacaktır. Bilinmeyeni, bilmeden teslim olunur.
Teslimiyetin ardından, değişim ve dönüşüm gerçekleşir. Ego, paramparça olur ve bu, zemindir. Sonradan olacaklara temeldir. Ve ancak bundan sonra bu temelin üzerine bir şeyler işlenebilir.
Parçalanarak dağılan egonun yerine yani boşluklara, başka başka şeyler dolar. Yeni enerjiler, iyileştirmeye başlar. Binlerce yılın karmik hastalıklarına bir ilaçtır. Kısır döngülerden azatır.
Teslimiyetle değişim ve dönüşümün etkileri yüz gösterir. Egosantrik irade boyutundan sıyrılıp, ÖZ İRADE boyutuna seyre dalınır. Manevi Rehber bu seyirde uyanık olan tek bilinçtir, ve o daima uynaık olduğu için senin ona tabi olman, senin onun rehberliğinden istifade etmen gerekir.
Uyuyan öğrencisinin uyuklamasını izin vermez ve bunu engeller.
Teslim olunurken Yolun öncüsü, daima Yolu gösterir. Bu Yol, Teslim olunur ise, Varlığı sonsuzluğa taşıyabilecektir.
Sibel Sıvacı
18.01.2011