İnsan Beynindeki Genetik Gizem

Insan Beynindeki Genetik Gizem, bu kitapta çözülüyor. İnsanın yaşamı, çevresindeki süje ve objeleri algılayışı, edindiği deneyimlerdeki duygu ve düşünceleri…

Beyni meydana getiren nöronların, çekirdeklerinde bulunan D.N.A’ların sarmal boşluklarındaki kayıtlardan açığa çıkan, bilgi ve enerjiyle mümkün olabilmektedir.

İnsanın gördüğü, bildiği, duyduğu her veri, yaşadığı her olguya karşılık gelen bilgi, insan beyninde gizlidir.

Bu bilgi, adeta şifrelerle örtülü ve açılmayı beklemektedir.

Beynin genetik yapısındaki kayıtlar, insanın süje, obje ve hadiselere karşılık gösterdiği etki ve tepkiye dayalı olarak, yaşadığı olgulara göre açılır.

Açığa çıkan bilgi ve bu bilginin enerjisi, DNA sarmal boşluklarından, hücrenin dış yüzeyine yayılarak, nöronları birbirine bağlayan sinaptik bağlar aracılığıyla diğer hücrelere dağılır ve insanın realitik yaşamının ortaya çıkışını sağlar.

Nöronlar

Nöronlardaki atomları meydana getiren kuantlar, insan beyninde fiziksel algı ve olguların yaşanmasını mümkün kılan partiküllerdir.

Bu partiküller, Dünya insanlığının 5 algı sistemiyle, görünen veçhesindeki fiziksel yaşama dair bilgileri taşımakta, nöronların sinaptik bağlar arası iletişimlerini de fiziki planda varlıkta tutmaktadır.

İnsan Beyni, sadece dünyasal algı ve olguların işlevini sağlayan biyolojik bir aygıt değil, enerjetik yaşam hakkında Varoluşsal bilgi ve enerjiye ait kayıtları da varlığında barındırmaktadır.

Beynin Bütünsel gücü, onun genetik yapısındaki kayıtlarla sonsuzluğa açılır.

Dünya Bilimi, beynin fiziksel ve kimyasal taraflarını ele alarak bu bütünsel gücün ancak pek azı hakkında bulgular elde edebilmiş, meta fiziki yönünü eksik bırakmıştır.

Nöronların çekirdeklerindeki dnaların sarmal boşlukları, kuantları oluşturan daha ince partiküllerle doludur.

Por denilen bu partiküller, beynin fiziki ve metafiziki özelliklerinin tamamına ait kayıtları içermekte ve böylece İnsan beyninin sonsuzluğa açılmasını sağlamaktadır.

Porlardaki kayıtlar, Alfa- Beta- Omega gibi farklı karakterlerdeki bilgi ve enerji programlarıyla şifrelenmiştir;

Alfa Karakterli bilgi ve enerji, insanın fiziki algılarına dayalı duyumlamaları ve duygusal, düşünsel, hazsal olgulamalardan oluşan yaşamı sürdürmesini sağlarken

Beta karakterli bilgi ve enerji, insan varlığının galaktik veçhesi olan yüksek benliğine açık, fiziki algıların ötesinde evrensel algı ve olgulamaların yaşanmasını sağlar.

Omega karakterli bilgi ve enerji ise galaktik boyutların ötesindeki tanrısal yaşama ait algı ve olgulamaları mümkün kılarak, insanın içindeki deha’nın doğuşunu sağlar.

İnsan, beyninde şifrelenmiş kodlara ait programları ne kadar açığa çıkarabilirse beynini o kadar şuurlandırarak yücelebilir.  

Cenap Başman içsel görü ve yüksek manevi tecrübeyle kaleme aldığı bu kitapta Beynin bilinmeyen sırlarını açarak ilmi bilim haline dönüştürmektedir.

D.N.A’nın maddesel ve enerjetik veçheleri hakkında hiç duymadığınız bilgilerle karşılaşacak ve  yeni bir bakış açısı ile farkındalık kazandıracaktır.  

Kharcentraf Editör: Sibel Sıvacı

İnsan Beynindeki Genetik Gizem Kitap Kapağı

İnsan beyninin çok özel sırlarına ve insanın kendi yaşamıyla alakalı çok özel sırlara nasıl ulaşabileceğini kendi Tanrısalllığını kendine nasıl kazandırabileceğini bu kitapta anlatılmıştır.

Beynini en iyi şekilde kullanan insan dahi beyninin en fazla yüzde onluk dilimini devreye sokabilmişken, beyninin aktivitesini yükseltmek için daha neler yapabilir?

Saf Farkındalık nasıl ortaya çıkar?

insan çok derinde kalan sırlarına vakıf olarak kendini daha iyi nasıl tanıyabilir? Satıhta görünenin ötesinde içsel olan Tanrısal Planında daha neler var?

Düşündürücü sorular değil mi?

Pekala bir gün size birisi gelir “Biliyor musun, insanın yaşamış olduğu ve yapmış olduğu her ne varsa, duyumları, duyguları, düşünceleri, arzuları, sevgi, kin, nefret, kıskançlığı, ölüm olgusu ve ölümsüzlük olgusu, yapmakta olduğu mesleği ve daha bir çok şeyi beyinde yer alan nöron adlı hücrelerin işlevlerine dayanmaktadır.” deseydi ne düşünürdünüz?

“Bunlar deli saçmasıdır.” deyip gülüp geçer miydiniz?

Cevabınız ne olursa olsun, size bir kez daha düşünüp bu kitabı en ince ayrıntısına kadar dikkatlice okumanızı öneririz. ”

Cenap Başman