Enter your keyword

Farkında olmadığımız duygular

Farkında olmadığımız duygular ile yaşam

Farkında olmadığımız duygular o kadar çok ki hayatımızda. Adeta robot gibi bir mekanizma, bir duygu öresinde başka bir duygu ve sonra başka başka bir duygu ve hatta arka planda daha başka fark edilmeden süre gider.

Farkındalıksız bir şekilde yaşanır ve irdelenmeden, derinliğine inmeden yaşanınca da çoğu zaman tanımlandığında tek bir cümleye, tek bir kalıba sığdırılarak iyi ya da kötü olarak nitelendirilebilmektedir.

Yoğun duygu hali içindeyken kendini nasıl hissediyorsun sorusuna verilecek bir cevabınız var mı? Bu soruya İyi ya da kötü mü derdiniz? Yaşadığımız duyguları tanımlamak bazen bize güç gelebilir. Gelin biraz yaşadığımız ve hayatımızın bir parçası hatta ki kendisi olan duyguları açalım.

Kendini nasıl hissediyorsun?

Kötü hissediyorum… Evet kötü ama nedir bunun karşılığı? Kötü derken bile aslında huzursuz olduğunu ifade ediyor olabilir. Huzursuz hisseden biri bu soruya ‘kötü hissediyorum’ diyebilir. Bu hissediş halini daha derinleştirebilir ve altındaki asıl nedene ulaşılabilinir

Duyguların derininde açılım bekleyen ve bilince farkındalık kazandıracak çok önemli ayrıntılar gizlidir.

Farkındalık düzeyine getirilen her duygu, kontrol mekanizmasını yitirir ve bilince irade hakkını geri verir.

Peki hislerin derinine inmek istersek daha da açılım gösterirse ve biz bu duygulardan tamamen özgürleşmeyi deneyimleyebilsek nasıl olurdu?

”Kendini nasıl hissediyorsun?” sorusuna biraz daha ayrıntılı ve gerçeğe daha yakın bir cevabı kendimize vermiş oluruz belki de?

Mahsun – Kıskanç – Sefil – Üzgün – Değersiz –Yalnız – Öfkeli –Güvensiz – Suçlu – Güçsüz – Kaygılı – Sıkıntılı –Engellenmiş veya  İyimser – Memnun –Güçlü – Mutlu – Minnettar – Sevgi  dolu– Coşkulu– Hoşnut – Keyifli – Özgür gibi …

Bir örnek ile korkuyu ele alalım.

Onaylanmama korkusu – kabullenmeme korkusu – takdir edilmeme korkusu – suçlanma korkusu – dışlanma korkusu – bir başkasını üzme korkusu – ilgi gösterilmeme korkusu – alaya alınma korkusu – mikrop kapma korkusu – yanlış anlaşılma korkusu – eleştirilme korkusu gibi örnekler çoğalabilir.

Hadi şimdi sorumuzu baştan bir değerlendirelim ve gerçekte yaşadığımız duyguyu tanımlayabilelim.

Kendi duygularımızı tanıdığımız zaman rahatsız edici yönlerini de bertaraf edebilir olacağız. Çünkü farkında olacağız, farkındalık kazanacağız ve bu farkındalık bize kendi hayatımızı kontrol altına alma hediyesini verecektir.

Bizler, deneyimlediğimiz bir duyguyu ancak biz deneyimlemiş olduğumuz için tanımlayabiliriz bunu bir başkası yaşayıp deneyimleyemediği için bunu bizden başka yapacak biri de yoktur değil mi? Bunun için yaşadığımız duygularımızı tanımlayabilir olmamız gerekmektedir.

Her duygu kendi içinde katman katman başka duyguları da örter. Bir duygu ortaya çıktığında altında başka duygular da gizlidir. ve katmanlarda çözülmeler başladığında gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Hiç kendimize dikkat etmiyor ve kendimiz ile ilgilenmiyoruz . Duygularımızın dışsal taraflarını biliyor ve asıl derinliğine dekini dalamıyoruz.

Şu an da ne hissediyorsun? Bu soruyu kendinize defalarca ve defalarca sorun. Derindeki gerçek duygunuzu kabul edin ve onu varlığınıza alarak onaylayın. Yaşadığını her olgu ister olumlu ister olumsuz olsun sizin tarafınızdan yaşandı ve kabul size ardındaki hediyesi olan akışla geleni getirecektir.

Sibel Sıvacı

error: