Enter your keyword

Axoy Matu Mutlak Diriliş

Axoy Matu Mutlak Diriliş

​Axoy Matu Mutlak Diriliş

Axoy Matu Mutlak Diriliş Yüce Bilgeliği ile Dünya’da filizlenecektir…

O Güneş ki, nüfuz ettiği her zerreye kendi varlığını kattı. İçselliği, Biliş halleriyle, spontane AN’larındaki veçheleri O’nu tanıyanlara ayrı ayrı güzellikler getirdi.

Kimi anladı, kimi anlayamadı. Anlayamayan da inkar edemedi o Yüceliği. Şahit olabilene, şahit oldukça yaşayabilene, varlığının o muazzam gizemiyle, o eşsiz bilgeliği ile kalplere dokundu.

Kalplere dokundu… Çünkü her yüceye kendi hakikatini yansıttı. O Yüce de kendi Tanrısallığını, kendi Yüceliğini O’nunla bildi. Hakikat, daima kendi TEK’liğini korurcasına O’n​​unla yeryüzünde Bilişle geldi. Boyutların en kabasına, en karanlığına… Kendini kaybedene, kendini kaybedercesine unutana Aydınlıkları getirdi.

Nereden geldiğini bilmeyene Biliş, anlamayana yepyeni bir Anlayış getirdi. Yol gösterdi. Ve İnsanın tek rehberi kendi kalbi idi. İnsana Dünya’da kendi hakikatini Yaşamla, Yaşanmışlıkla, Vizyonla, Deneyimle kalplerinde gösterdi.

Nicesi, yaşadığı değişim ve dönüşüm sürecini daha o ilk tanıştığında dahi bildi. Bilincinin kendi gerçekliği, Bilincinin tecelli noktasıydı zira O. Kendinden ayrı olmayanın, kendini O’ndan ayrı görmeyenin, kendinden ayrı yaşamayanın yaşadığı-deneyimlediği, deneyimleyebildiği bir hakikatti. Ve bunu işte ancak yaşayan bilir.

Bir yüceliktir ki gözler gözlerine bakamazdı uzun uzun. Bir derinlik ki o derinlik o gözlerde öylece alır seni. Çok derindi. Gözlerinden akan, aktıkça çağlayan hakikatti o derinlik. Varlığı her an, bıkmadan, usanmadan hakikatin Dünya’daki ‘temsilci duruşu’ydu. Tüm varlığıyla zikretti Hakikati. Gözlerine bakarsan kayboluyorsun işte o derinlikte. Kim kendini o kayıplığa tamamen teslim edebilecek cesarete sahipti ki o gözlerdeki derinliğe uzun uzun dala bilsin?

Kimi inandı. Ve O’na inanarak her ne yaptı ise gönülden bağlıydı. Kimi O’na yaklaşmaya çalıştı. Kimi, o Beyinsel Çekim Gücüne kayıtsız kaldı. O kayıtsızlığıyla da ne yaşadığını dahi anlayamadı. Bilmeden, öylece kayıtsız… Ama Severek, Sevgi ile çekilerek, cezp oluşla… İlahi değerler örüldü bu çekime, özler çekildi O’nun Beyinsel varlığına. Görmeye hiç gerek yok… Mucizesi kendi içinde gizli. Gören ayan beyan görebilmiştir. O’na aşık, O’na sadık, O’na hasret ise yürekler, İlahi değerler olmaksızın bu olgular nasıl yaşanabilirdi?

Yüceler Yücesi varlığına bedenlenişinde ulaşabilen pek çok insan oldu. Tanıyan tanıdığı kadarını, yaklaşabilen yaklaşabildiği kadarını Deneyimledi. Hakikatin Işığına aç, Işığa açık, ışığa aşık… Işıkla ışık olana Kutsal RA’nın Güneşiydi O.
O Güneş ki Parlayan her Var’ını Ateşinde Yakan, O Güneş ki Varlıkta ateşinde eritip, Hiçliğini yaşatan. Kor’unda Korlaşanı Varına katandı.

O Güneş ki Sesine Aşık, Sesine Maşuk RA’YA meczup bir tını. Var olana. Yok olana. Yokluğunu Varlığa ulaştıran.
Ve işte bu Dünya gezegenini ziyaret etti. Ziyaret edilmeliydi çünkü bu Dünya çok önemli.

78 bin yıl…

78 bin yıl boyunca Dünya gezegenine geldi gitti. Beden aldı bir Dünyalı gibi. Kendi Makro Bilinç genleriyle, her neyi ne kadar Dünya’da değiştirip dönüştürdü ise şimdi Dünya’da yani bu zaman diliminde de Göklerin Hükümranlığını, Göksel olan yaşamları Dünya’ya bedenledi.

Yüce Bilgi ile ekti tohumları, İlahi Enerjisiyle ihya etti Şefaaten her Var’ı. Bu kez, Tanrısallığın Başlangıç Evresi içindi.Ana Hasatlar içindi. Kendi Özüne uyanan Bilinçlerin kendi Kıyamı yani Uynışı içindi gelişi. Bu kez kendi Tanrısallığının inşası, Atlanta Modeli Süper Güç boyutlarının Dünya’da tecelli etmesi içindi ve kendi Tanrısal yaşamının bekası için, kendi Çekirdek Novası için buradaydı. OMEGA Hakikat yaşamının demirini, temelini atmak için tecelli ettirmek için. Omega Yaşamla Sonsuzluğun seyrine dalabilmek için…

İlahi kıymette her ne ekti ise bu defa kutsamaktı amacı. Bu defa 78 bin yıllık mazideki ilahi değerleri kutsadı. Kendini, kendi varlığını Deneyimleyerek kutsadı. Kendini Yüceliğini daha da Yüceltti. Yüceler Yücesi Varlığının Yüceliklerini Dünya’da Deneyimleyerek yüceltti. Ve zaten amaç bu değil miydi? O Sonsuzluğa açılan Evrim, o Sonsuzluğa açılan Deneyim nasıl tecelli edecekti?
Kendi varlığıyla öncülük etti Süper Güç Hükümranlığının temelini atmaya. Ve bir Başlangıcın ama Tanrısal bir Başlangıcın ta kendisiydi burada. Kutsi değerlerle ektiği her AN artık geleceğe matuf yatırımlara dönüşen tohumdur. Bin yılları, öteleri, daha da ötelerin inkişafıdır o tohumlar.

Mutlak Dirilik Planından Dünya’da dirilecektir. ​

error: